2008 tarihinde Montenegro Devleti tarafından İstanbul’a Fahri Başkonsolos olarak atanan Dr. Akkan Suver, geçtiğimiz günlerde; “Karadağ’a Yolculuk” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Bu haberimizde Sn. Akkan Suver’in bu yazsını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Karadağ’a yolculuk?!.
Bir süreden beri okumuş yazmış insanlarımızda bir tedirginlik görmekteyim.
Dışarı gitme tedirginliği!
Özgürlük konusunda hassas olanlar, beyaz yakalıların yarına güvenmemeleri, para sahiplerinin istikrar eksikliği değerlendirmeleri beni oldukça rahatsız etmeğe başladı.
Bu bilinen konuları yazmamın altında yatan düşünce, insanların içinde bulundukları ruh hallerinden kaynaklanmaktadır. Çevremde duyduklarım, gördüklerim, işittiklerim beni rahatsız eder hale geldi.
On iki yıldır İstanbul’da gazeteciliğin, sivil toplum önderliğinin yanı sıra Karadağ’ın (Montenegro) fahri başkonsolosluğunu yapmaktayım. Geride bıraktığımız on iki yıl içinde iki ülke arasındaki ilişkilere elimden geldiğince katkı sağlamaya çalıştım. Çalışmaya da devam ediyorum.
Türkiye ile Karadağ arasında uzun bir mesafe yok. Uçakla Ankara’ya gider gibi Podgorica’ya vizesiz gidilebildiğinden olsa, bizim insanlarımız tarafından Karadağ biraz fazla rağbet görür hale geldi.
Aklına esen; sabah, öğle, akşam canının istediği rastgele bir zaman birinde “-Efendim, Karadağ’a gitmek istiyorum. Karadağ’da ev almak istiyorum” Veya; “- Karadağ’da çalışma izni, oturma izni nasıl alabilirim? “Veyahutta;”-Nasıl Karadağ vatandaşı olabilirim? ” gibisinden bir soruyla telefonumuzu çaldırıyor.
Emlakçı veya iş takipçisi olmadığımızı konsolosluk yaptığımızı sakin bir biçimde anlatmaya çalışıyorum.
Bu arada bazı aklı evveller de, iki-üç yıldır insanların bu zaafını paraya çevirmeye giriştiler. Muvaffak da oldular.
Kimileri Karadağ vatandaşlığı vaat etti. Kimileri Karadağ’da işleri takip etmeğe talip oldu.Kimileri de kendileri olmadan, orada oturma veya çalışma izninin alınamayacağını iddia etti.Ve astronomik paraları bu yollarla iyi niyetli insanlarımızdan tahsil ettiler.
Oysa kazın ayağı hiç de öyle değildi.
Karadağ’da oturma izni veya çalışma izni, belirli şartları yerine getirince Muhaceret Bürosu’ndan iki yüz Euro civarında bir meblağ ile alınmaktadır. Bir başka deyişle, eğer bu işleri kendiniz takip etmek istemezseniz bu defa mahalli bir avukata beş yüz euro ödeyerek, vekaletle de yaptırabilirsiniz. Yeter ki, uluslararası bir suçunuz, kaydınız bulunmasın. İşin özeti, bu izinlerin alınmasında hiç kimseye ihtiyacınızın olmaması.
Öte yandan Karadağ’da vatandaşlık, diye bir şey yok.
Ekonomik vatandaşlık diye bir başka seçenek ise gerçekleşmek üzere. Bu da, devletin resmi sitesinden açıklanan bir durum. Turizm veya sanayi alanlarından birinde yatırım yapacaklara 2021 yılından sonra tanınacak bir hak. Yaklaşık 5 milyon Euro’dan başlayan yatırım sahipleri arasından iki bin kişiye verilmesi tasarlanan ekonomik vatandaşlık bizim buradaki iş takipçilerinin işi değil. Beş ay önce, yazılı ve sözlü medyaya bu gerçekleri bir bir açıkladım. Umarım etkisi olmuştur.
Buradan gelmek istediğim nokta, insanlarımızı paralarıyla, tahsilleriyle dışarıya neyin, niçin sevk ettiğidir. Üzerinde düşünülmesi gereken konu budur.
Kaynak: GözlemGazetesi
