Euronews, yeni seçilen Karadağ Hükümeti ve AB ilişkilerini değerlendirdiği bir makale yayınladı.
Objektif açıdan, Djordje Raduloviç’in Karadağ dışişleri bakanı olarak geçen hafta yaptığı ilk yurt dışı gezisinin Berlin’e olması şaşırtıcı değildi.
Muhalefet partilerinden oluşan bir koalisyonun 30 Ağustos’ta iktidarda kaldıktan sonra Sosyalist Demokrat Partisini (DPS) devredip az farkla kazandığından bu yana, Karadağ’ın yeni hükümeti Sırp yanlısı ve Moskova yanlısı olarak tanımlandı.
2006’da Karadağ’ı bağımsızlığa kavuşturan Batı yanlısı lider olan Başkan Milo Djukanoviç’e, 2007’de NATO’ya ve 2012’de Brüksel ile başlayan müzakerelerle Avrupa Birliği üyeliğine yönelik bir darbe oldu. Çünkü, şimdi kendisine ve partisine muhalif bir meclis ile çalışmak zorunda.
Son seçimden bu yana, Karadağ’ın yeni hükümeti, Avrupa’ya güvence vermeye çalışıyor. Ekim ayında ülkenin yeni başbakanı Zdravko Krivokapiç Euronews’e Karadağ’ın geleceğinin Avrupa’da olduğunu ve hükümetinin NATO ile ilişkilerini güçlendireceğini söyledi.
Raduloviç’e göre Avrupa’ya giden yol Berlin’den geçiyor. Bakan, “Almanya, AB entegrasyonunun sadık bir destekçisi oldu. Geçmişe dönüp bakarsanız, her genişlemenin, Almanya tarafından desteklendiğini göreceksiniz.” dedi.
Batı Balkanlar’daki diğer yerlerden farklı olarak, Avrupa Birliği üyeliği, Hırvatistan, Sırbistan, Kosova, Bosna Hersek ve Arnavutluk ile sınır komşusu olan, tanınmış bir turizm merkezi ve şarap üreticisi 600.000 kişilik bir ülke Karadağ’da ezici bir desteğe sahip. Son anketlerde ülkenin büyük çoğunluğu birliğe üye olmak istediğini belirtti.
Karadağ, AB üyeliğine ilk olarak 2008’de başvurdu ve Brüksel ile müzakereler 2012’de başladı. Sekiz yıllık katılım müzakerelerinden sonra, taranan 33 faslın tümü açıldı ve üçü geçici olarak kapatıldı. En büyük engeller her zaman olduğu gibi kaldı. Yolsuzluk, organize suç ve ekonominin sağlığı konularında ülkenin büyük eksiklikleri var ve halen giderilmeyi bekliyor.
Bir Avrupa Komisyonu sözcüsü Euronews’e, Karadağ’ın, “AB’ye katılım sürecinde oldukça ilerlemiş olduğunu ve AB’nin” Karadağ’ın Avrupa Birliği’ndeki geleceğine tamamen bağlı kaldığını” söyledi. Yolsuzluk, organize suçlar ve basın özgürlüğünün kilit konular olduğunu söyledi.
Ancak, AB’nin Karadağ için şimdiye kadar 2026 için planlanan genişleme konusunda ilerlemeye gerçekten hazır olup olmadığı sorusu hala devam ediyor. Son 20 yılda Batı Balkanlar’a verilen sözlere rağmen Avrupa Komisyonu’nda başta Fransa olmak üzere bloğun genişlemesine karşı çıkan önemli sesler var.
Siyaset bilimci Jasmin Mujanovic konuyla ilgili olarak, “2030’dan önce yeni bir üye girişi göremiyorum. Ve bu, bana göre, aslında biraz iyimser. Temelde AB’nin yeni üyeler istediğini düşünmüyorum.” diyor.
Makalenin tümüne buradan ulaşabilirsiniz.
03.02.2021
